Edirne Kırmızısı 280 yıl sonra köklerinden doğdu

İlk kez 15. yüzyılda Edirnekâri ustaları, “Tuğla kırmızısının daha parlağı” olarak nitelenen rengi elde etti ve adı “Edirne kırmızısı” olarak yayıldı. Bitki köklerinden üretilen Edirne kırmızısının formülü iki boya ustası tarafından Fransa’ya götürüldü. Burada 1740’lı yıllarda üretilmeye başlanan ve “Rouge d’Andrinople” (Edirne kırmızısı) diye tanınan renk, özellikle tekstil alanında kullanıldı. Fransa’nın, Osmanlı’dan götürdüğü bu rengi elde edebilmek için İngiltere, Fransa’ya casus gönderdi. Avrupa’da uzun yıllar revaçta olan Edirne Kırmızısı, sanayi devrimiyle birlikte sentetik boyaların üretilmeye başlanması sonucu zamanla unutulmaya yüz tuttu ve rengin geleneksel yöntemleri de bir daha bulunamadı.

Geçtiğimiz yıllarda Edirne kırmızısını yeniden keşfetmek için çalışma başlatan Trakya Üniversitesi araştırmalar sonucunda halk arasında ‘dil kanatan’ ve ‘kırmızı çubuk’ olarak bilinen bitkinin köklerinden aynı rengi elde etmeyi başardı. Trakya Üniversitesi yetkilileri ve akademisyenler hem yaptıkları çalışmaları hem de Edirne Kırmızısı’nın tarihini şöyle anlattı:

AVRUPA O RENGİ İSTEMİŞTİ
Orkun Akman (Edirne Kırmızısı Projesi’nden sorumlu öğretim görevlisi):
Sentetik boyalar olmadığı dönemlerde insanlar bitkilerden, topraktan, madenlerden boyaları tedarik ederler ve renkleri elde ederlermiş. Çok eski zamanlardan 19. yüzyıla kadar insanlar kırmızı renk elde etmek için bu kökboya bitkisi kullanmışlar. Osmanlı Devleti zamanında ipek böcekçiliğinin, dokumacılığın ve boyamacılığın merkez olduğu yerlerden biri Edirne. Ayrıca Balkanları ve Anadolu’yu birbirine bağlayan bir köprü olduğu için ticaretin de döndüğü bir kent. 4. Mehmet zamanında Edirne’de çok vakit geçirirmiş. Bütün sarayı Edirneli ustaların bulduğu bu kırmızıyla donatmış. O renk tonunu sarayın bütün süslemelerinde kullanmışlar. Sarayı ziyarete gelen tüm misafirler başta Avrupalılar bu renge hayran kalmışlar. İşte o dönemde bir Fransız gezgin 10 kişilik bir ekip ve iki boyacıyı bu rengi uretmeleri için Fransa’ya götürmüş ve Edirne kırmızısı orada Rouge d’Adrinople adıyla büyük sükse yapmış. Özellikle tekstil sektöründe çok kullanılan bir renk haline gelmiş.
Fransa’da bu renk başarılı olunca diğer Avrupa ülkeleri de rengin formülünün peşine düşmüş. Fransızlar da bu formülü vermek istemedikleri için sahte reçeteler çıkarıp piyasaya sürmüş. Birleşik Krallık, orijinalini bulmak için Fransa’ya casus göndermiş. Başarısız olunca Manchester sanayicileri iki yıl üst üste yarışma düzenleyip Edirne kırmızısına en çok yaklaşan yarışmacıları ödüllendirmiş. Ama yine de aynı rengi elde edememişler.

YOL HARİTASI KİTAP ABD’DEN
ABD’de bir kütüphanede bulduğumuz Edirne Kırmızısının ortaya çıkış sürecini ve yapım aşamalarını anlatan Fransızca “Andrinople Le Rouge Magnifique” kitabı bu rengi yeniden üretme fikrimize kaynak oldu. 2017’de üniversitemizin girişimleriyle bu kitap getirildi ve Türkçeye çevrildi. Bizim de bu rengin orijinal formülünü yeniden bulmak için çalışmalarımız hızlandı.

A MİLLİ FORMADA NEDEN OLMASIN?
Biz tekrar bu rengi eski ihtişamlı günlerine kavuşturmak istiyoruz. Nasıl bir dönem Avrupa’yı peşinden koşturduysa şimdi dünyaya açılıp Edirne’nin marka değerini artırmasını aynı zamanda tekstil piyasasında yeniden hakim bir konuma gelmesini istiyoruz. Coğrafi işaret için başvurduk. Türk milli takımının kırmızı yoğunluklu formasına da milli takım rengi olarak çok yakışacağını düşünüyoruz.

SÜRDÜRÜLEBİLİR FORMÜLÜ BULDUK
Prof. Dr. Mustafa Tan (Trakya Üniversitesi Havsa Meslek Yüksekokulu Müdürü):
“Edirne kırmızısını yakalayabilmek için doğru kökboya bitkisinin tohumlarının bulunması ve yetiştirilmesi gerekiyordu. Bölgemizden 2 bitki bulduk, İran’dan da 2 bitki getirttik çünkü orada halıcılıktan dolayı doğal boyamacılık devam ediyor. 4 tohumla bahçemizde bilimsel bir proje çerçevesinde üretimi başlattık. Doğru renk için hangi kökboya bitkisi daha verimlidir diye araştırmaya başladık. 3 yılın sonunda başarıya ulaştık. Edirne’den topladığımız bitkinin verimi daha yüksek göründü. Halk arasında dil kanatan, kızıl çubuk gibi değişik isimler verilen bitki ama biz bu isim otursun diye kökboya ismini kullanıyoruz. Kök boyayı alıp toz haline getirdikten sonra beyaz kumaşla kaynatın. Bir kez daha yaptığınızda aynı tonu yakalayamazsınız. Sürdürülebilir bir renk yakalamak çok zor. Renk, kullandığınız kök boya materyaline, bitkinin yaşına, miktara, kaynatma sıcaklığına, süreyee ve kurutma ortamına bağlı. Yani rengin tonu bir çok etkene bağlı şekilde değişiyor. Üniversitede kimya ve tekstil mühendislerimiz bir reçete geliştirdiler. O tonu sürekli alabildiğimiz bir formül bulduk. “

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir