İzmir Barosu: İstanbul Sözleşmesi yeniden imzalanana kadar mücadeleye devam

8Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında İzmir Barosu baro önünde kurulan Özgür Kürsü’de bir basın açıklaması gerçekleştirdi. İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz’ın da katıldığı açıklamada kadın avukatlar “6284 yaşatır”, “Nafaka hakkıma dokunma”, “Şekli eşitlik değil gerçek eşitlik” dövizleri taşıyarak, “Korkmuyoruz susmuyoruz itaat etmiyoruz”, “Yaşasın 8 Mart yaşasın mücadelemiz” sloganları attı.

Yapılan basın açıklamasını okuyan İzmir Barosu Kadın Hakları Danışma Ve Hukuk Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Av. Arzu Hazer Güngör, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadınların hep birlikte, ‘Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, erkeğin kadın üzerindeki tahakkümüne, kadın ve feminizm düşmanlığına, hayatlarımız hakkında bizden başkalarının söz söylemesine, büyük mücadeleler sonu elde ettiğimiz kazanımların geriye gitmesine, haklarımızın gasp edilmesine, kadın düşmanı politikalara ve bu politikaları uygulayanlara, gericiliğe, İstanbul Sözleşmesi’nden hukuka aykırı bir biçimde bir gecede keyfiyetle çıkan karanlık zihniyetlere, şiddete,istismara, işsizlik ve yoksulluğa karşı direnerek güçlüyüz!’ diye haykırdığı gün olduğunu ifade etti.

“MESLEKTAŞLARIMIZ LAİK BİR ÜLKEDE YAŞAMI SAVUNDUKLARI İÇİN GÖZALTINA ALINDI”

Bir günde 8 kadının öldürüldüğünü hatırlatarak devam eden Hazer Güngör, davalarının takipçisi olacaklarını söyledi.

Güngör şu şekilde devam etti:

“Bugün 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü; Cumhuriyetimizinikinci yüzyılında kadınların büyük mücadelesi sonucunda yasal güvenceye kavuşturulan kazanımlarımızın öneminin farkında olarak; bu kazanımlarımızdan geriye gitme çabalarına mücadeleci ruhumuzla izin vermeyeceğimizi siyasi iradeye hatırlattığımız gün. Bugün, siyasi iradenin boşanma komisyonu raporunu yayımladığı 2016 yılından tam sekiz yıl geçtiği; sekiz yıl boyunca her sene 8 Martta, bu raporla hedefledikleri kadınları eve, aileye hapsetme, her türlü kazanılmış haklarını gasp etme amaçlarının önünde kadın dayanışmasının dimdik bir barikat gibi durduğu gün.

Bugün 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü; gözümüzü korkutmaya çalışmalarının nafile bir çaba olduğunu söylediğimiz gün. Meslektaşımız Avukat Feyza Altun’u, sanatçı Gülşen’i, laik bir ülkede özgür bir kadın olarak yaşamayı savundukları için gözaltına almalarının gözdağı olduğunu bildiğimiz; bu gözdağının toplumun tüm kesimlerinin sindirildiği dönemlerde bile sokaklarda olan, “Sokakları da meydanları da alanları da terk etmiyoruz!” diyen kadınların laik bir ülkede özgür kadınlar olarak yaşama mücadelesini engelleyemediğini eril düzene hatırlattığımız gün… Bugün 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü; mücadelemizinkimi zaman her birimizin yüreğini kıpırdatan kazanımlarla sonuçlandığı, umutlandığımız gün. Geçtiğimiz gün, Fransa’da kürtaj hakkının anayasal güvenceye kavuşturulmasının, ülkemizde cinsel saldırı sonucu oluşan gebeliklere ilişkin “Çocuk niye ölüyor, annesi ölsün?” diyen siyasi iktidarın varlığına rağmen bize de umut olduğu gün.

Bugün 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü; Cumhuriyetin büyüttüğü kız çocuklarının sporda, sanatta, bilimde uluslararası arenada ne denli büyük başarılara imza attığı, gururlandığımız ve onlardan güç bulduğumuz gün.

Bugün 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü; kadın ve erkeğin eşit birey olarak konumlandırılmasının toplumsal bir mesele olduğunu; toplumun her kesiminden, akademiden, yerel yönetimlerden, sivil toplum kuruluşlarından, iş dünyasından, meslek örgütlerinden herkesin toplumsal kodlarımızı değiştirmek, dönüştürmek üzere birlikte hareket etmesinin önemini vurguladığımız gün.”

“DAYANIŞMA İÇİNDE OLACAĞIZ”

İzmir Barosu olarak mücadelelerine devam edeceklerini anlatarak devam eden Güngör, “İzmir Barosu olarak kadının insan haklarının yaşama geçirilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kız çocuklarının eğitim haklarını kullanabilmelerinin sağlanması, kadın ile erkeğin yaşamın tüm alanlarında eşit konuma gelmesi, kutsal olanın aile değil “birey” olduğununanlaşılması, boşanmanın değil kadına yönelik şiddetin engellenmesi, eşit işe eşit ücretin ödenmesi, kadınların yönetim kademelerinde şeklen değil gerçekten var olması, cam tavanların yıkılması, kadının emeğinin görünür kılınması, erk’ek adalet düzeninin son bulması, kadının adalete erişebilmesi, kadın haklarına ilişkin kazanımlarının korunması ve dahi geliştirilmesi, İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden imzalanması için söz söylemeye ve mücadeleye; kadınlarla her konuda dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir