Zirvede birçok ülke en üst düzeyde temsil edilirken, Rusya e Çin liderleri Vladimir Putin ile Şi Jinping toplantıya katılmadı.
Zirveye ev sahipliği yapan Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin bugün yaptığı açıklamaya göre G20 liderleri ortak bir bildiri üzerinde anlaşmaya vardı.
Modi, alkışlar arasında bildirgenin resmen kabul edildiğini söyledi.
Böylece Rusya-Ukrayna savaşı konusundaki anlaşmazlıkların ilk kez bir uzlaşmayı engelleyeceği yönündeki endişeler hafifletildi.
Zirvede ana gündem maddesi olarak sürdürülebilir kalkınma, gelişmekte olan ülkelerin dış borç sorunu ve Dünya Bankası reformları gibi konuların yanı sıra Ukrayna’daki savaşın da ele alınması bekleniyordu.
Üzerinde anlaşmaya varılan bildiride Rusya’nın Ukrayna savaşındaki rolüne ilişkin kullanılan dilde geçen yıla kıyasla gözle görülür bir yumuşama olduğu dikkat çekti.
Geçen yıl Bali’deki G20 zirvesinde yapılan ortak açıklamada yer alan Rusya saldırısı ve Rusya’nın Ukrayna’dan çekilmesi gibi atıflar çıkarıldı.
Bunun yerine bildiride devletlerin “toprak elde etmek amacıyla güç kullanma tehdidi ya da kullanımından kaçınmaları” gerektiği ve “nükleer silah kullanımı ya da kullanım tehdidinin kabul edilemez olduğu” vurgulandı.
Hindistan’ın G20 temsilcisi Amitabh Kant, bildirgede yer alan 83 paragrafın tamamı üzerinde “tüm ülkelerin yüzde 100 fikir birliği” içinde olduğunu söyledi.
Kant, Rusya’nın bildirgedeki dili kabul etmesinde Endonezya, Türkiye ve Meksika’nın yanı sıra, G20’nin bir sonraki iki başkanı olan Brezilya ve Güney Afrika’nın da kilit rol oynadığını kaydetti.
ABD bildiriyi olumlu karşılarken, Ukrayna hoşnutsuzluğunu ifade etti.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Delhi ortak bildirisini “Hindistan’ın dönem başkanlığı için önemli bir dönüm noktası ve G20’nin bir dizi acil konuyu ele almak üzere bir araya gelebileceğine dair bir güven oyu” olarak nitelendirdi.
Ukrayna ise G20 deklarasyonunda savaşa ilişkin üslubunun yarattığı hayal kırıklığını ifade etti.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Oleg Nikolenko, G20’nin “gurur duyulacak bir yanı olmadığını” söylerken, “metne güçlü ifadeler eklemeye çalışanlara” teşekkür etti.
Rusya ve Çin daha önceki toplantılarda Ukrayna savaşı, iklim ve enerji konularındaki tartışmalarda uzlaşmaz tutum takınmışlardı.
Cuma gecesine kadar ortak bildiride Ukrayna savaşına nasıl atıfta bulunulacağına dair bir anlaşma sağlanamamış ve taslak belgede “jeopolitik durum” ile ilgili bölüm boş kalmıştı.
Avrupa ülkeleri Rusya’nın işgalini kınamak için güçlü bir dil kullanmak isterken, Rusya ve Çin savaşa herhangi bir atıfta bulunulmasına karşı çıkmıştı.
Çin delegasyonu ayrıca ABD’nin 2026’da G20 başkanlığını üstlenmesine atıfta bulunulmasına da itiraz etmiş, ancak başarısız olmuştu.
AFRİKA BİRLİĞİ DAİMİ ÜYE, FOSİL YAKITTA ‘AŞAMALI AZALTMA’
Bildiride ayrıca Hindistan’ın dönem başkanlığı sırasında davet ettiği Afrika Birliği’nin G20’ye resmen katılması da onaylandı.
Böylece Afrika Birliği, Avrupa Birliği ile aynı statüye kavuştu.
İklim değişikliğine karşı önlemler ve yenilenebilir enerji konularında ise G20’nin fosil yakıtlardan uzaklaşma çabalarına ilişkin yeni bir vaat yer almadı.
Üye ülkeler sadece kömürün “aşamalı olarak azaltılması” taahhüdünde bulundu.
G20 ülkeleri dünyada kömürle çalışan faal termik santrallerin yüzde 93’ünü barındırıyor.
Hindistan temsilcisi Kant ise, 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma taahhüdü ve gelişmekte olan ülkelerin iklim hedeflerine ulaşabilmeleri için 5,9 milyon dolar finansmana ihtiyaç duyacaklarının belirtilmesiyle bildirgenin şimdiye kadar iklim eylemi konusunda hazırlanan “en iddialı belge” olduğunu söyledi.
‘TARİHİ’ YENİ DEMİRYOLLARI VE LİMAN KORİDORU ANLAŞMASI
ABD Başkanı Biden, Hindistan, Orta Doğu ve Avrupa’yı birbirine bağlayacak demiryolu ve limanlardan oluşan “tarihi” yeni bir ekonomik koridor duyurdu.
Analistler G20 toplantıları çerçevesinde yapılan bu açıklamayı, Çin’in benzer hedeflere sahip Kuşak ve Yol girişimine karşı bir hamle olarak değerlendiriyor.
Biden önerilen ağı “oyunun kurallarını değiştiren bölgesel bir yatırım” olarak tanımladı.
Koridor, Orta Doğu’daki ülkeleri demiryolu ile birbirine bağlamayı ve onları liman yoluyla Hindistan’a bağlamayı amaçlıyor.
Nakliye süresini, maliyetleri ve yakıt tüketimini azaltması planlanan bu girişimin, enerji kaynaklarının ve ticaretin Körfez ülkelerinden Avrupa’ya taşınmasını büyük ölçüde kolaylaştırması bekleniyor.